İHTİYARİ ARABULUCULUK TUTANAĞININ GEÇERSİZ OLMASI
Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosyada verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının; davalı şirkette 14.11.2016 tarihinden iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiği 30.09.2022 tarihine kadar “ikmal operatörü” olarak çalıştırıldığını, en son aylık ücretinin net 6.450,07-TL olup, Akbank’da mevcut hesabına yatırıldığını, ayrıca işverence prim ödemeleri, özel sağlık sigortası, yemek yardımı ve yol yardımı yapıldığı, ücretin eki niteliğindeki bu ödemelerin bordrolara yansıtılmadığını, davacının, çalıştığı dönem boyunca iş akdinin kendisine yüklediği tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, 30.09.2022 tarihinde işbaşı yapmasının ardından öğle saatlerine doğru müdürü tarafından çağrılarak, bundan sonra kendisi ile çalışmayacaklarını, kendisine verilecek arabuluculuk evraklarına imza atarak tüm haklarını alacağını, bu haliyle iş sözleşmesinin feshedileceğinin söylenildiğini, davacının arabuluculuk evraklarını imzalamadan önce okumak istediğini dile getirmiş ise de, arabuluculuk evraklarını imzalamadığı taktirde başka hiçbir hak alamayacağı, kötü referans olunarak kod 29 ile çıkışının yapılacağı, ancak bu şekilde hakkını alabileceği söylenerek baskı altında işyerinde arabuluculuk evraklarının imzalatıldığını, imzalatılan arabuluculuk evraklarının hiçbirinin davacıya teslim edilmediğini, evrakların imzaya gidip geleceği, daha sonra gelip arabuluculuk evraklarını teslim alabileceği bildirildiğini, işverenin haksız ve geçersiz feshinin söz konusu olmakla birlikte karşılıklı anlaşma veya davacının işten ayrılma iradesinin bulunmadığını, işveren tarafından fesih gerekçesi bildirilmediğini, savunma isteminin mevcut olmadığını, davalı işverence yapılan feshin iş kanununa aykırı olarak haksız ve geçersiz olduğunu, iş akdinin feshinde davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, keyfilik/tutarlılık/gereklilik/ölçülülük denetimi uygulandığında feshin tamamen geçersiz olduğunun ortaya çıkacağını, bununla birlikte, davacının altı yıllık kıdemine bağlı hak edişlerinin dâhi eksik hesaplanarak ödendiğini, ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının usule ve yasaya aykırı olduğundan fesih işleminin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine ve mali sonuçlarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece işe iade koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.İSTİNAF SEBEPLERİ: Karara karşı, davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava tarihi ve öncesinde gerçekleştirilen bir arabuluculuk başvurusu veya dosyasının mevcut olmadığını, muvafakatlerinin bulunmadan sunulan arabuluculuk dosyasının da 2023 yılının Haziran ayında açılmış ve sunulan evrakların da dosya numarasının bulunmadığını, ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının usule ve yasaya aykırı olduğundan fesih işleminin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine ve mali sonuçlarına karar verilmesi talep edilmesine rağmen eksik inceleme ile taleplerinin yok sayılmasını kabul etmediklerini, gerekçeli kararda makul yarar diye bahsedilen rakamın kıdem ve ihbar tazminatını dahi karşılamadığını, davalı beyanlarını tamamen doğru kabul ederek davacının beyan, tanık ve delillerini yok sayarak hüküm kurulduğunu, daha önceden arabuluculuk müessesesi ile hiç karşılaşmamış olan müvekkilinin en az bir saat sürmesi gereken toplantının 3-5 dakika içerisinde gerçekleşmesi sonucu arabuluculuğu ve hukuki sonuçlarını bilmesi ve anlamasının mümkün olmadığını, havalimanına da ne arabulucunun ne de şirket yetkilisinin veya avukatının gelmediğini, davacının baskı altında iş yerinde arabuluculuk evrakı imzalamak zorunda kaldığını, feshin kanunda öngörülen şekil şartlarına uyulmadan gerçekleştirildiğini, feshin haksız ve geçersiz olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK’nın 355. Maddesi gereği re’sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde;Tüm dosya kapsamı, ihtiyari arabuluculuk tutanak belgeleri, tanık ve taraf beyanları, ilk derece mahkemesi kararı, istinaf dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; dava işe iade talebine ilişkin olup davacı taraf gerçek anlamda taraflar arasında ihtiyari arabuluculuk süreci yaşanmadığını, arabuluculuk tutanağı adı altında zorla kendisinden imza alındığını, iş akdinin işveren tarafından geçerli veya haklı neden olmaksızın sonlandırıldığını ileri sürmektedir.Davalı taraf ise usulüne uygun şekilde tele konferans yöntemiyle ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, sonunda anlaşmayla davacının hakları ödenerek iş akdinin sonlandığını savunmuştur.Konuyla ilgili olarak Yargıtay 9 HD nin 2024/9167 esas-2024/10750 karar sayılı ilamında;” Dairemiz uygulamasına göre ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olup olmadığı hususu, işe iade davasında ön sorun olarak incelenir. Mahkemece işe iade davası ile ilgili hükümden ayrı olarak anlaşma belgesinin geçersizliğinin tespitine (anlaşma belgesinin iptaline) ilişkin bir hüküm kurulması sonucu değiştirmez. Kesinlik, ön soruna göre belirlenemeyeceğinden işe iade davası mahiyeti itibarıyla kesin kabul edilir.Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliğini de ileri sürerek feshin geçersizliğini ve işe iadesini talep etmiş; Mahkemece ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçersiz olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.” denilmektedir.Yukarıda anılan Yargıtay ilamı doğrultusunda olaydaki ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçerli olup olmadığı ön sorun olarak değerlendirildiğinde; davalı tarafça tele konferans yöntemiyle arabuluculuk görüşmesi yapıldığı savunuluyor ise de dosyada mevcut ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinde görüşmelerin tele konferansla gerçekleştiğine dair herhangi bir ifade ve beyan bulunmamaktadır. Arabuluculuk görüşmeleri arabulucunun İstanbul/Bakırköy adresindeki bürosunda arabulucunun huzurunda yapılmış gibi tutanak ve evraklar düzenlenmiştir.Davacı tanığı H.Ö de davacının yönetici odasına çağrıldığını, 3-5 dakikalık görüşmeden sonra iş akdinin sonlandırıldığını beyan etmiştir. Bu süreçte herhangi bir arabulucunun varlığından söz etmemiştir.Tüm bu hususlar birlikte dikkate alındığında taraflar arasında hukuken geçerli ve gerçek bir ihtiyari arabuluculuk sürecinin yaşanmadığı, arabuluculuk tutanakları ve ekindeki anlaşma tutanağının geçersiz olduğu anlaşılmış, ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliğinin tespitine ve iptaline karar vermek gerekmiştir.Tüm dosya kapsamı itibariyle feshin geçerli veya haklı bir nedene dayandığı davalı tarafça usulünce ispatlanamadığından feshin geçersizliğiyle işe iade talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Bu itibarla sonuç olarak; HMK 353/1-b-2 gereğince yerel mahkeme kararının bu yönden düzeltilmesine, sair hususlara ilişkin istinaf itirazlarının reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,2-Taraflar arasındaki 30/09/2022 tarihli arabuluculuk anlaşması ve eklerinin geçersiz olduğunun TESPİTİNE ve İPTALİNE,3-Davacının davasının KABULÜ ile; feshin geçersizliğine ve davacının İŞE İADESİNE,4-Davacı işçinin işe iadesi için süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar olan en çok 4 aya kadar karşılığı olan brüt 55.134,12 TL ve diğer haklarının davalıdan tahsili gerektiğinin TESPİTİNE,5-Davacının yasal süre içinde başvurmasına rağmen süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdem ve fesih nedeni dikkate alınarak takdiren 5 aylık brüt ücreti karşılığı 41.600,00 TL olarak BELİRLENMESİNE,6-Alınması gereken 427,60 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik olan 346,90 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA; davacı tarafından yatırılan toplam 80,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 30.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan toplam 2.033,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve arta kalan gider avansının karar kesinleşince HMK’nın 333.maddesi uyarınca yatıran tarafaiadesine,10-Hazine tarafından karşılanan 800 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,11-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ve istinaf yoluna başvuru harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,12-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı tebliğ gideri ve dosya posta masrafı olmak üzere toplam 488 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,13-Müteakip işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/10/2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.