TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ - KADASTRO ÖNCESİ SEBEBE DAYALI ELDEKİ DAVANIN ON YILLIK HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDEN SONRA AÇILDIĞI - HÜKMÜN ONANMASI
T.C.
Yargıtay 1.HUKUK DAİRESİ
Esas:2024-405 Karar:2024-1774
Karar Tarihi:04.03.2024
(2942 S. K. m. 11, 12) (6100 S. K. m. 369, 370, 371)
Taraflar arasındaki kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... köyündeki 31.01.2008 tarihli kadastro çalışmaları sırasında davacıya ait 117 ada 7 parsel sayılı taşınmazın doğusunda, taşınmaz ile yol arasındaki 4 metre eninde 12 metre boyunda yaklaşık 48 m2 yüz ölçümlü kısmın davalıların mirasbırakanlarına ait 117 ada 6 parsel sayılı taşınmaza eklenerek hatalı tespit yapıldığını, bu hata nedeniyle davacıya ait 7 parsel sayılı taşınmazın yolla bağlantısının kesildiğini, davalıların mirasbırakanının ölümünden sonra davalılar tarafından 2 ay önce yapılan ölçüm sırasında tarafların bu hatayı fark ettiklerini, davacının hatanın düzeltilmesi talebinin dahili davalılar tarafından reddedildiğini, davacıya ait 117 ada 7 parsel sayılı taşınmazın doğusunda 4 metreye 12 metre ölçülerinde olup hataen dahili davalıların mirasbırakanı adına 117 ada 6 parsel sayılı taşınmaz dahilinde tespit ve tescil edilen yaklaşık 48 m2 yüzölçümlü kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, 7 parsel sayılı taşınmaza tevhid edilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dahili davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasına istinaden kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle davacının kadastro öncesi sebebe dayanarak tespite itiraz edemeyeceğini, mirasbırakanın ölümünden 2 ay sonra açılan eldeki davanın kötüniyetli olduğunu, dava konusu yerin yeni öğrenildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kabul etmemekle birlikte davalıların mirasbırakanı adına yolsuz tescil edilmiş olsa bile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 712 nci maddesi uyarınca davalının mülkiyet hakkına yine hâlel gelmeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2023 tarihli ve 2021/136 Esas, 2023/243 Karar sayılı kararıyla; davaya konu taşınmazın 11.12.2007 tarihinde yapılan tespitinin 31.01.2008 tarihinde kesinleştiği, kadastro öncesi sebebe dayalı eldeki davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü süreden sonra 22.02.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kadastro öncesinde tapusuz olduğunu, davacının mirasbırakanları ve davacı tarafından kullanıldığını, kadastro çalışmaları sırasında dahili davalıların mirasbırakanı davalı adına hataen tespit ve tescil edildiğini, hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2023 tarihli ve 2023/1384 Esas, 2023/1175 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 117 ada 6 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, davalıların mirasbırakanı ... adına tespitinin 31.01.2018 tarihinde kesinleştiği ve tescilin yapıldığı, eldeki davanın ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 22.03.2021 tarihinde açıldığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki gerekçelerini tekrar etmekle, Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ada 6 parsel sayılı taşınmazın senetsizden, arsa vasfıyla davalıların mirasbırakanı ... adına tespit edildiği, kadastro tutanağının itiraz edilmeksizin kesinleştiği 31.01.2008 tarihi ile davanın açıldığı 22.03.2021 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirlenen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. Hak düşürücü süre dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 157,75 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)